Anjiyoplasti Ve Bypass Ameliyatları Önlenebilir
Benim sıkı ve beslenme temelli tedavim koroner damar rahatsızlığı teşhisi konan hastalar konusunda damar açıcı tıbbi müdahalelerden birine karar verilmeden uygulanmaya başlanmalıdır. Deneyimlerim, sürekli rehberlik yapan ve destek veren bilgili ve ilgili bir doktor nezaretinde hastaların katı bir rejime ayak uydurduğunu gösteriyor. Geleneksel yaklaşımın risklerini birlikte gözlemlediği bir doktorla yeteri kadar zaman geçirdikten ve katı, beslenme yönlendirmesiyle iyileşmenin mümkün olduğunu gördükten sonra, kaç hastanın bypass ameliyatıyla göğsünün yarılması yolunu seçeceğini düşünüyorsunuz
Bypasstan, ameliyat sonrası hiçbir komplikasyonla karşılaşmayacak kadar şanslı kalksanız dahi, kalp ciğer makinesinde geçirilen zaman yüzünden nerdeyse her hastada belli derecelerde beyin hasarı görülür. Altı ay sonra yapılan nöropsikolojik testlerde hastada yüzde 20 oranında kötüleşme görülür. Beyin hasarları asgari derecede zihinsel zayıflamalardan, hafıza kaybına, kişilik değişimlerinden, kalıcı beyinsel hasarlara kadar farklılık gösterir.
Anjiyoplastiden, stent yerleştirmeden ya da bypasstan sonra iyi hissetseniz bile, damar tıkanıklığı, bypass ya da anji-yoplasti uygulanan damarlarda daha hızlı bir şekilde yayılır. Ameliyat sonrası tıkanma hızı artar. Anjiyo uygulanan damarların yaklaşık üçte biri dört ila altı ay sonunda yeniden tıkanır. Buna restenosis denir.
Restenosis, iatrojenik (doktorun sebep olduğu) bir rahatsızlıktır. Restenosise neden olan şey yara izleri olduğundan, asıl damar tıkanıklığının sürecini izlemez ve daha sonra yaşam şeklinde yapılacak değişimlere istenen ya da beklenen tepkileri vermez. Başka bir deyişle, damar sertliği tıkanıklığında anjiyoplastiyle meydana getirilen değişimler yüzünden tıkanma tekrarlandığında beslenmesel müdahalelere daha az tepki verilir. Birçok hasta tedaviden sonra iyileşmek yerine daha da kötüleşir. Eğer benim KKR (koroner kalp rahatsızlığı) iyileştirme planımı takip etselerdi, kalplerinin her geçen hafta daha iyiye gittiğini göreceklerdi.
Stent yerleştirme bu yüksek retenosis riskini aza indirmeye çalışmaktadır ancak sorunu çözememiştir. Stentler, anjiyo-plasti ile gerdirilen daralmış damar bölgelerinin içine yerleştirilen minik kablo-örgü tüplerdir. Stent, kendisinden sonra asıl tıkanmanın başladığı yerde uyumsuzluğa ve yanmalara neden olabilir ki bu da koroner thrombosis riskini artırabilir. Bir şeyi hastalara hatırlatmakta yarar var Damar açıcı işlemler asıl rahatsızlığı etkilemez. işlem yapılsa da yapılmasa da anjiyografı ile görünmeyen tıkanıklıklar yayılarak koroner damarların diğer bölgelerini gelecekteki kalp sorunları için risk altında bırakmaktadır.
Kalp krizleri en çok lipit yoğunluklu bir tıkanıklık bölgesi çatladığında meydana gelir. Bu nazik tıkanma bölgeleri, her zaman katerizasyonda iyice inceldiği görülen yerler olmayabilir. Kalp krizleri daralmanın en az olduğu, katerizasyon ve stres testlerinde normalmiş gibi görünen bölgelerde de meydana gelebilir