Mustafa Kemal Atatürk Hayatı

Mustafa Kemal Atatürk Hayatı

Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Doğum tarihi 19 Mayıs 1881 Doğum yeri Selanik, Osmanlı Devleti Ölüm tarihi 10 Kasım 1938 Ölüm yeri Dolmabahçe Sarayı istanbul, Türkiye Rütbesi Osmanlı Mirliva Türkiye Müşir Mareşal Kumanda ettiği birlikler 19.Tümen, 16.Kolordu, 2.Ordu, 7.Ordu, Yıldırım Orduları Grubu, 9.Ordu 3.Ordu, Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordusu

Madalyaları Bakınız Atatürkün aldığı madalyalar ve madalyonlar Savaşlar Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşı, Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Savaşı, Filistin-Suriye Savaşı, Kurtuluş Savaşı

Tbmm Başkanlığı 24 Nisan 1920-29 Ekim 1923 Cumhurbaşkanlığı 29 Ekim, 1923–10 Kasım 1938 CHP Genel Başkanlığı 9 Eylül 1923–10 Kasım 1938 → Başlığın diğer anlamları için Atatürk anlam ayrım sayfasına bakınız.

Mustafa Kemal Atatürk, 1881, Selanik – 10 Kasım, 1938, istanbul, Türk asker ve devlet adamı. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı 1923-1938. I. Dünya Savaşı sonrası Anadoluda başlayan ulusal bağımsızlık mücadelesi olan Kurtuluş Savaşının askeri ve siyasi önderi. Cumhuriyet Halk Fırkasının kurucusu ve ilk genel başkanı.

Nüfus Cüzdanı 993.815-B seri ve 51 sıra numaralı Nüfus Hüviyet Cüzdanı27 Mart 1923 tarihinde Ankara Nüfus Müdürlüğünce verilen nüfus cüzdanına göre, Boy Orta, Saç Sarı, Kaş Sarı, Göz Mavi, Burun Adeta, Ağız Adeta, Bıyık Sarı, kesik, Sakal Tıraş, Çene Uzunca, Çehre Uzunca, Renk Beyaz, Alamet-i farika-i tabiiye Tam, isim ve şöhreti Müşir Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri, Tarih ve mahall-i veladeti Selanik, 1296, Pederinin ismiyle mahall-i ikameti Tüccardan müteveffa Ali Rıza Efendi, Validesinin ismiyle mahall-i ikameti Müteveffiye Zübeyde Hanımefendi, Sanat ve sıfat ve hizmet ve intihab selahiyeti Tbmm Reisi ve Başkumandan, Müteehhil ve zevcesi müteaddid olup olmadığı Bir zevcesi vardır, Derecat ve sunuf-ı askeriyesi Müşir, ikametgah ise Hacı Bayram Mahallesi 161/1 idi

Yeni alfabesinin kabulünden sonra yenilenmiş nüfus cüzdanlarından 993.814-B seri ve 51 sıra numaralı cüzdanda adı Kemal, soyadı Atatürk, 993.815-B seri ve 51 sıra numaralı cüzdanda adı Kamal, soyadı Atatürk, Meslek ve içtimai vaziyeti Reisicumhur, Medeni hali Evli değildir, nüfus kütüğüne yazılı olduğu yeri ise Ankara Vilayeti Çankaya Mahallesi Hane No. 139, Cilt No. 56 ve Sahile No. 49 olarak yazılmıştır.

Çocukluk ve gençlik yılları 1881 – 1905 Mustafa Kemal Atatürk, 1881 tarihinde Selanik, Koca Kasım Paşa Mahallesi, Islahhane Caddesi Apostolu Pavlu Caddesi No 75, Aya Dimitriya Mahallesi, Selanik, Yunanistannde bugün müze olan 3 katlı ve 3 odalı ve pembe boyalı evde doğdu 1839da Kocacıkta doğduğu sanılan babası Ali Rıza Efendi aslen Manastıra bağlı Debre-i Bala Yukarı Debredandır. Milis subaylığı, evkaf katipliği ve kereste ticareti yapan Ali Rıza Efendi, 1871 yılında Zübeyde Hanımla evlendi

Bu çiftin Fatma 1872-1875, Ahmet 1874-1883, Ömer 1875-1883, Mustafa Kemal Atatürk 1881-1938, Makbule Boysan, Atadan 1885-1956 ve Naciye 1889-1901 adında altı çocukları oldu. Fatma dört, Ahmet dokuz, Ömer sekiz yaşlarında iken, o senelerde salgın olan kuşpalazı difteri hastalığından çocuk yaşlarında öldüler. En küçük kardeş Naciye, Mustafa Kemalin Harp Okulunu bitirdiği sene, oniki yaşındayken verem hastalığına yakalanıp hayatını kaybetti. Makbule Hanım 1956 yılına kadar yaşadı.

Eğitim Hayatı Öğrenim çağına gelen Mustafa, annesinin isteğiyle Hafız Mehmet Efendinin mahalle mektebinde öğrenime başladı, daha sonra babasının isteğiyle Mektebi Şemsi ibtidai Şemsi Efendi Mektebine geçti. Bu sırada babasını kaybetti 1888. Bir süre Rapla Çiftliğinde Hüseyin dayısının yanında kaldıktan sonra Selanike dönüp okulunu bitirdi. Bu arada Zübeyde Hanım, Selanikte gümrük memuru olan Ragıp Bey ile evlendi.

Şimdi müze olan Koca Kasım Paşa Mahallesi Islahhane Caddesindeki ev 1870 de Rodoslu müderris Hacı Mehmed Vakfı tarafından yaptırılmış ve 1878de yeni evlenen Ali Rıza Bey tarafından kiralanmıştır. Ancak o öldükten sonra Mustafa ve ailesi bu evden yanındaki 2 katlı, 3 odalı ve mutfaklı daha küçük eve taşınmışlardır

Kız kardeşi Makbule Hanım, annesi Zübeyde Hanım ve AtatürkMustafa, Selanik Mülkiye Rüştiyesine kaydoldu ve 1893 yılında Selanik Askeri Rüştiyesine girdi. Bu okulda Matematik Öğretmeni Yüzbaşı Üsküplü Mustafa Sabri Bey Kemal adını ilave etti. Fransızca öğretmeni Yüzbaşı Nakiyüddin Bey Yücekök, özgürlük düşüncesiyle genç Mustafa Kemalin düşünce yapısına etkiledi. Mustafa Kemal Kuleli Askeri idadisine girmeyi düşündüyse de ona ağabeylik yapan Selanikli bir subay Hasan Beyin tavsiyesine uyarak Manastır Askeri idadisine kaydoldu

1896-1899 yıllarında okuduğu Manastır Askeri idadisinde Tarih öğretmeni Kolağası Mehmet Tevfik Bey Bilge, Mustafa Kemal Efendinin tarihe olan merakını güçlendirdi 1899da istanbulda Mekteb-i Harbiye-i Şahane Harp Okuluna girerek 1902de Mülazım Teğmen rütbesiyle piyade sınıf sekizincisi 1317 – P.8 olarak mezun oldu. Akabinde Erkan-ı Harbiye Mektebi Harp Akademisine devam etti ve 11 Ocak 1905te Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle bitirdi.

Atatürkün doğum tarihi Atatürkün evi Apostolu Pavlu Cad. No 75, Aya Dimitriya Mah., SelanikAtatürkün kesin doğum tarihi bilinmemektedir. Kendisi de bilmiyordu. Gregoryen takvimi 26 Aralık 1925ten sonra Türkiyede kullanılmaya başlanmıştır, doğum tarihi konusundaki karışıklık ise Osmanlı döneminde kullanılan iki takvimden doğmuştur

Bu dönemde kullanılan Hicri takvim ve Rumi takvimin ortak noktaları, Atatürkün kaydedilen doğum yılı olan 1296nın yanında hicri veya rumi olduğunun belirtilmemesi, gregoryen takvimde ay ve yıla bağlı olarak 1880 veya 1881 yılından hangisine denk geldiğinin kesin olarak bulunmasını zor hale getirmiştir.Faik Reşit Ünat araştırmaları sırasında Zübeyde Hanımın Selanikteki komşularını ziyaret etmiş ve bu konuda sorular sormuştur. Aldığı cevaplar çelişmektedir, bazı komşular Atatürkün bir ilkbahar gününde doğduğunu söylerken bazı komşular ise kış günü ocak veya şubat olduğunu iddia etmişlerdir

Atatürkün kendisi, annesinin ona bir bahar gününde doğduğunu söylediğini, kız kardeşi Makbule Atadan ise annesinin ona Mustafa Kemalin fırtınalı bir gecede doğduğunu söylediğini ifade etmişlerdir. Enver Behnan Şapolyo Zübeyde Hanımın 23 Kanunievvel 1296da doğduğunu söylediğini belirterek Atatürkün 23 Aralık 1880de doğduğunu öne sürmüş, Şevket Süreyya Aydemir ise bu tarihin 4 Ocak 1881 olduğunu iddia etmiştir

Şişli Atatürk Müzesinde gösterimde bulunan Atatürkün son nüfus cüzdanının üzerinde doğum tarihi kısmında 1881 görülebilir haldedir 1882 doğumlu olan Ali Fuat Cebesoy Şişlideki evinde kensidinin Rauf Beyle ben senin ağabeyin sayılırız. Çünkü ikimiz de senden birer yaş büyüğüz diye konuştuğunu kaynak göstererek 1881 tevellütlü olduğunu yazmıştır.

Türk Kurtuluş Savaşının başlangıcı kabul edilen 19 Mayıs tarihinin Atatürkün doğum günü olarak kabulü tarihçi Reşit Saffet Atabinenin bir jestinin sonucudur. Atabinenin ulusun doğuşu üzerine yaptığı bir jest 19 Mayısın önemini iyi şekilde yansıttığı için Atatürkün takdirini kazanmıştır. izleyen günlerde bir öğretmenin, planladıkları Gazi” günü için Atatürkün doğum gününü sorması üzerine Atatürk tam tarihi bilmediğini söylemiş ve Gazi Günü için 19 Mayısı önermiştir

Tevfik Rüştü Aras, Atatürk ile yaptıkları günler süren bir araştırmadan sonra doğum tarihi aralığını 10 Mayıs ve 20 Mayıs arasına daralttıklarını söyler. Atatürk bu araştırmadan sonra neden 19 Mayıs olmasın” demiştir. Bu tarih resmi olarak halka ve diplomatik kanallarca diğer ülkelere bildirilmiştir. Ancak bu tarih ilginç bir durum yaratmıştır, 1881 yılının 19 Mayıs günü, Rumi takvimde 1297 yılına denk gelmektedir, ancak kaydedilmiş doğum tarihi Rumi 1296 yılıdır. Rumi 1296 yılı 13 Mart 1880 ile 12 Mart 1881 arasında sürmüştür, bu sebeple alternatif olarak Atatürkün doğum tarihi 19 Mayıs 1880 olabilir

Bu sebeplerle ne tarih ne de yıl genel kabul görmemiştir. Mustafa Kemal Derneği eski başkanı Muhtar Kumral 13 Mart 1958deki bir basın konferansında Atatürkün doğum tarihini Atatürkün kız kardeşi Makbule Atadanın sözlerine dayanarak 13 Mart 1881 olarak belirlediklerini söylemiştir. Ancak Gregoryen 13 Mart 1881, Rumi 1 Mart 1297ye denktir, Atatürkün doğum yılı ise 1296 olarak kayda geçmiştir, bu sebeple geçerlilik iddiası zan altındadır

Atatürkün Rumi 1296da doğduğuna ilişkin kayıt bulunsa da, Atatürkün doğum gününü net olarak söyleyebilmek için gerekli miktarda kayıt bulunmamaktadır. Atatürkün doğum günü Gregoryen 1880 veya 1881e denk geliyor olabilir. Atatürkün doğum günü, kendi onayıyla resmi olarak 19 Mayıs olarak belirlenmiştir. Bu gün Türk Kurtuluş Savaşının başlangıcı olması sebebiyle önem verdiği bir gündür. Köşe yazarı Yılmaz Özdil, kesin bilgi bulunmamasını eleştirmiştir.

Erken Meslek Hayatı, 1905-1914 Şamda staj ve ittihat ve Terakki Cemiyeti 1905-1907 yılları arasında Şamda Lütfi Müfit Bey Özdeş ile birlikte 5.Ordu emrinde görev yaptı. 1906 Ekim ayında Binbaşı Lütfi Bey, Dr. Mahmut Bey, Lüfti Müfit Bey ve askeri tabip Mustafa Bey Cantekin ile birlikte Vatan ve Hürriyet adlı bir cemiyeti kurduktan sonra ordudan izinsiz Selanike gitti. Selanik Merkez Komutan Muavini Yüzbaşı Cemil Bey Uybadınin yardımıyla karaya çıktı ve orda cemiyetinin şubesini açtı. Bir süre sonra arandığını öğrendi ve ona ağabeylik yapan Albay Hasan Bey, Yafaya dönüp oranın komutanı Ahmet Beye Mısır sınırında Birüssebiye gönderildiğini birdirmesini önerdi

Ahmet Bey de Mustafa Kemal Beyi Birüssebiye tayin etti ve bir süre sonra topçu staj için tekrar Şama gönderildi 20 Haziran 1907de Kolağası Kıdemli Yüzbaşı oldu ve 13 Ekim 1907de 3.Orduya atandı Ancak Selanike vardığında Vatan ve Hürriyetin şubesinin ittihat ve Terakki Cemiyetine ilhak edildiğini öğrendi. Bu yüzden kendisi de 1908 Şubat ayında ittihat ve Terakki Cemiyetine üye oldu Üye numarası 322 22 Haziran 1908de Rumeli Doğu Bölgesi Demiryolları Müfettişliğine atandı

Kıdemli Yüzbaşı Birinci Libya görevi 1908 23 Temmuz 1908 de Meşrutiyetin ilanından sonra sonbahar aylarında ittihat ve Terakki Cemiyeti tarafından, toplumsal ve siyasal sorunları ve güvenlik problemlerini incelemek üzere Trablusgarp bugünkü Libyanın bir parçasıa gönderildi

Burada 1908 devriminin fikirlerini Libyalılara yaymaya ve buradaki nüfusun farklı kesimlerinden gelenleri Jön Türk politikasına kazanmaya çalıştı Bu siyasi görevin yanı sıra bölge halkının güvenliği ile de ilgilendi. Kentin dışında yapılan bir savaş tatbikatında Bingazi garnizonuna önderlik ederek askerlere modern taktikler öğretti. Bu tatbikat süresince isyancı bir şeyhin evini sararak bölgede sistem karşıtı başka güçlü kişilere örnek olması amacıyla onu kontrol altına aldı. Ayrıca hem kentli, hem de kırsal bölge insanlarını korumak için bir yedek asker ordusu planlamaya başladı

Hareket Ordusu 1909 Picardie Manevralarına katlan davetli gözlemci subayları arasında Sağdan dördüncü Mustafa Kemal Bey, Fransız Albay Hirschauerun açıklamasını dinlerken13 Ocak 1909da 3.Orduya bağlı Selanik Redif Fırkasının Kurmay Başkanı oldu ve 13 Nisan 1909da Meşrutiyete karşı başlayan 31 Mart Hadisesini bastırmak üzere Selanik ve Edirneden yola çıkarak Mirliva Mahmut Şevket Paşa komutasında 19 Nisan 1909da istanbula girecek olan Hareket Ordusuna bağlı birinci kademe birliklerinin kurmayı başkanı oldu. Daha sonra 3.Ordu Kurmaylık, 3.Ordu Subay Talimgahı Komutanlık, 5.Kolordu Kurmaylık, 38.Piyade Alay Komutanlık görevlerinde bulundu

Mustafa Kemal Bey, 12 – 18 Eylül 1910da Fransada düzenlenen Picardie Manevralarına gönderildi. Burada uçakların deneme uçuşuna davet edildiyse de yanındaki komutanının uyarısıyla uçağa binmedi. Bineceği uçak yere çakıldı ve uçağın içinde bulunanlar öldü. Bazı yazarlar, ömrü boyunca uçağa binmeyen Atatürkün bu davranışını, Picardie Manevralarında yaşadığı olayın ardından temkinli davranmasına bağlamışlardır

Mustafa Kemal Bey, dönüşünün ardından 27 Eylül 1911de istanbulda Genelkurmay Karargahında görev aldı Trablusgarp Savaşı, 1911-1912 Trablusgarp Savaşında, Mustafa Kemalitalyanların Trablusgarpa saldırısıyla 29 Eylül 1911de başlayan Trablusgarp Savaşında, Mustafa Kemal Bey de diğer ittihatçı arkadaşlarıyla birlikte 18 Ararlık 1911de Bingaziye hareket etti. Bu arada 27 Kasım 1911de Binbaşı oldu Tobruk yakınında küçük bir zaferi kazandıktan sonra 11 Mart 1912de Derne Komutanlığına getirildi.

Balkan Savaşları, 1912-1913 Mustafa Kemal Bey Balkan Savaşının patlak vermesiyle 24 Ekim 1912 de istanbula hareket etti ve 24 Kasım 1912de karahgahı Bolayırda bulunan Bahr-i Sefit Boğazı Akdeniz Boğazı Kuvayi Mürettebesi Harekat Şubesi Müdürlüğüne atandı. General Stilian Georgiev Kovachev komutasındaki Bulgar 4. Ordusu tarafından yenildi. Haziran 1913de başlayan ikinci Balkan Savaşında Dimetoka ve Edirneye girdi.

Atatürk Sofya Ataşemiliteri iken, verilen kostümlü baloya yeniçeri kıyafeti ile gitmiş ve etrafında derin bir hayranlık uyandırmıştır Askeri Ataşe Dönemi, 1913-1914 27 Ekim 1913te Sofya Askeri Ataşesine atanarak yakın arkadaşı Sofya Sefiri Elçisi Fethi Bey Okyarin altında çalıştı. Ek görev olarak Belgrat ve Çetine Askeri Ataşeliğini de yürüttü. Bu görevde iken 1 Mart 1914te Kaymakam Yarbaylığa yükseldi Savaştan sonra Harbiye Nazırı General Kovachevin kızı Dimitrina Miti Kovachevaya yanaşarak Generalin de güvenini kazanmayı başardı

Mustafa Kemal Beyin Sofyaya geldiği günlerde Bulgar siyasi yaşamı çok hareketliydi. Sobranya Bulgar Parlamentosu için yapılan seçimler iktidardaki Radoslovovun partisi için başarısız geçmiş ve iktidar partisi parlamentoda sandalye kaybetmişti. Kabine kurma görevinin, parlamentoda çoğunluğa sahip olmamasına rağmen yeniden Radoslovova verilmesi gibi siyasi olaylar Atatürkü derinden etkilemiştir.

Birinci Dünya Savaşında Hizmetleri, 1914-1918 Daha çok bilgi için Osmanlı Cephesi Birinci Dünya Savaşı Askeri Ataşe görevi Ocak 1915te sona erdi. Bu sırada 28 Temmuz 1914de I.Dünya Savaşı başladı, 29 Ekim 1914de Osmanlı Devleti de savaşa girdi. 20 Ocak 1915de Mustafa Kemal Bey 3.Kolordu emrinde Tekfurdağında kurulacak olan 19. Fırka Komutanlığına atandı

Çanakkale Savaşı, 1915-1916 Daha çok bilgi için Çanakkale Savaşları Çanakkale Savaşları sırasında19. Fırka, 23 Mart 1915te Müstahkem Mevki Komutanlığı emriyle Eceabat bölgesinde ihtiyata alındı. 25 Nisan 1915te Gelibolu Yarımadasına itilaf Devletlerinin yaptığı çıkartmalarıyla Çanakkale Savaşı başladı. 3.Kolordu komutanı Mehmet Esat Paşanın emrinde savaşan Kaymakam Yarbay Mustafa Kemal Bey Arıburnuna çıkan ANZAC Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusu birliklerinin yarımada içine ilerlemesini Conkbayırında durdurdu

Bu başarı üzerine 5.Ordu kumandanı Müşir Mareşal Liman von Sanders Paşanın takdirini kazandı ve 1 Haziran 1915te Miralay Albaylığa yükseldi ingilizlerin Ağustos ayında Suvla Körfezine yaptığı ikinci çıkartmadan sonra, 8 Ağustos akşamı Liman von Sanders Anafartalar mevkiinde bulunan birliklerinin komutasını verdi ve 9-10 Ağustosta Anafartalar Zaferini kazandı. Bu zaferi 17 Ağustosta Kireçtepe ve 21 Ağustosta II. Anafartalar Zaferi takip etti. Miralay Albay Mustafa Kemal Bey, Ruşen Eşref Bey Ünaydın başta olmak üzere istanbul basını tarafından Anafartalar Kahramanı olarak kamuoyuna tanıtıldı.

Kafkasya Cephesi, 1916-1917 Daha çok bilgi için Kafkasya Cephesi 1916da önce Edirne ve sonra Diyarbekirde görev aldı. Anafartalardaki başarıları dolayısıyla muharebe kıdem zamları verilerek 1 Nisan 1916da Mirlivalığa yükseldi ve Paşa unvanını aldı. Rus kuvvetleriyle yapılan savaşlar sonucunda Muş ve Bitlis geri alındı. 7 Mart 1917de karargahı Diyarbekirde bulunan 2.Ordu Komutan Vekilliliğine atandıktan sonra Hicaz Kuuveyi Seferiyesi Komutanlığına getirilmek istendi. Ancak bunu kabul etmeyerek 5 Temmuz 1917de Yıldırım Orduları Grubu emrindeki 7.Ordu Komutanlığına atandı.

Sina ve Filistin Cephesi, 1917-1918 Daha çok bilgi için Sina ve Filistin Cephesi ve Nablus Hezimeti Sina ve Filistin CephesindeBu görevi sırasında Ahmet Cemal Paşa ile birlikte, savaşta ülkeyi felakete sürüklediğine inandığı Başkumandan Vekili Enver Paşaya karşı bir askeri darbe hazırlamakla suçlandı. Görevinden alınarak istanbula çağırıldı.

15 Aralık 1917 ile 5 Ocak 1918 tarihler arasında Veliaht Vahdettin Efendinin maiyetinde Almanyaya giderek Keiser II.Wilhelm, Genel Karargahı ve Elsass bölgesini ziyaret etti.

1918 Haziran ayında Viyana ve Karlsbada giderek tedavi gördü. Sultan Reşatın vefatı ve Vahdettinin cülûsu üzerine 2 Ağustosta istanbula döndü. 15 Ağustos 1918de 7. Ordu Komutanı olarak Filistin cephesine atandı ve ardından Fahri Yaver Hazreti Şehriyari Padişahın Onursal Yaveri unvanı verildi.

19 Eylül 1918de Allenby komutasındaki itilaf kuvvetleri genel taarruza geçerek üç ordudan oluşan Yıldırım Orduları Grubunu ağır bir hezimete uğrattılar. 1 Ekimde Şam, 25 Ekimde Halep düştü. Fahri Yaver Hazreti Şehriyari Mustafa Kemal Paşa, VI.Mehmet Vahdettinin başyaveri Naci Bey Eldenize bir tel çekerek Yıldırım Orduları Grubunun savaş gücünün kalmadığını bildirerek mütareke istemesini önerdi. Ayrıca yeni hükümette kendisinin Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili olarak görevlendirilmesini istedi.

30 Ekim 1918de Mondros Mütarekesi imzalandı ve ertesi gün öğle vaktinde yürürlüğe girdi. Mondros Mütarekenamesi 19.maddesi gereğince, Yıldırım Orduları Grubu kumandanı olan Liman von Sanders Paşanın görevden alınması üzerine Fahri Yaver Hazreti Şehriyari Mustafa Kemal Paşa bu göreve getirildi. Ancak 7 Kasımda Yıldırım Orduları Grubu ile 7.Ordu lağvedildi

10 Kasımda Yıldırım Kıtaatının komutasını 2.Ordu Komutanı Nihat Paşaya bırakarak Adanadan istanbula hareket etti ve 13 Kasımda istanbula Haydarpaşa Garına ulaştı. Fethi Bey Okyar ile birlikte Ahmet izzet Paşa Furgaç yanlısı ve Ahmet Tevfik Paşa Okday karşıtı bir tavrı koyan Minber gazetesini çıkararak siyasi girişimlerde bulundu.

Milli Mücadele dönemi 1919 – 1923 Daha çok bilgi için Türk Kurtuluş Savaşı Gazi Mustafa Kemal Paşa Örgütlenme Dönemi, Mayıs 1919 – Mart 1920

Mondros Mütarekesinden sonra Anadoluda milisler Kuvayı Milliye şeklinde örgütlenen direniş hareketleri başladı. Fahri Yaver Hazreti Şehriyari Mustafa Kemal Paşa, Padişah VI.Mehmet Vahdettin tarafından olağanüstü yetkilerle donatılarak Vilayet-i Sitte Altı Vilayetyi Büyük Ermenistan ve Bağımsız Kürdistan projelerinden korması için görevlendirildi. 19 Mayıs 1919da Refet Bey Bele, Kazım Bey Dirik, Ayıcı Mehmet Arif Bey, Hüsrev Bey Geredelerle beraber Samsuna çıktı.

22 Haziran 1919da Rauf Bey Orbay, Kazım Karabekir Paşa, Refet Bey Bele ve Ali Fuat Paşa Cebesoy ile birlikte Amasyada yayımladığı genelgeyle Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını ilan etti. Kazım Karabekir Paşa tarafından Erzurumda toplanan Doğu illeri Müdafaa-i Hukuk Kongresine Erzurum Kongresi katıldı. Kongre üyelerinin ısrarıyla Osmanlı ordusundan istifa etti ve Kongre başkanlığına seçildi

4 – 11 Eylül 1919 tarihleri arasında Sivas Kongresini toplayarak ulusal direnişi yönetecek olan siyasi yapılaşmayı kurdu. 27 Aralık 1919da Ankarada heyecanla karşılandı. Osmanlı Meclis-i Mebusanın Mart 1920de işgal güçlerince basılması ve önde gelen vatanperverane mebusların tutuklanması üzerine 23 Nisan 1920de Ankarada Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılmasını sağladı. Erzurum mebusu sıfatıyla Meclis ve Hükûmet Başkanlığına seçildi. T.B.M.M., bir kurucu meclis gibi çalışarak Milli Mücadeleyi yürütecek olan Anadolu hükûmetinin altyapısını kurdu.

Hakimiyetin sağlanması, Mart 1920 – Mart 1922 24 Mart 1923 tarihli Time dergisinin kapağı Başkumandan Mustafa Kemal Paşa Kocatepede.26 Ağustos 1922Merkezi denetimden uzak bulunan Kuva-yı Milliye örgütleri dağıtılarak düzenli bir ordu oluşturuldu. Milli Mücadelenin en kanlı çatışmaları, düzenli orduya katılmayı kabul etmeyen Kuva-yı Milliye gruplarına karşı verildi. Bak. Çerkez Ethem Bey.

Ulusal direnişin yayılması ve Sevr Antlaşmasının direnişle karşılaşması üzerine itilaf Devletleri, Yunan ordusunu Anadolunun içlerine sürdü. Yunan ordusu ismet Bey kumandasındaki düzenli birliklerce I.inönü 6-10 Ocak 1921 ve II. inönü 23 Mart-1 Nisan 1921 Muharebelerinde geri çevrildi. Ancak Yunanlılarının Karahisar istikametinden büyük hücumunun yapılacağını tahmin edemeyerek Kütahya-Eskişehir 10-24 Temmuz Muharebelerinde 4. Fırka Kumandanı Yarbay Mehmet Nazım Beyin şehit düşmesi gibi ağır şekilde mağlubiyete uğradı ve Sakarya nehrinin doğusuna çekilmek zorunda kaldı.

Kütahya-Eskişehir Muharebeleri sonrasında Büyük Millet Meclisi içinde iktidara yani Mustafa Kemal Paşaya karşı tepkiler artmaya başladı. Bu muhalefeti yöneltenler ordunun başına geçmesi için Mustafa Kemal Paşaya baskı yapmaya başladılar. Gerçek niyetleri ise Onu Ankaradan uzaklaştırmak ve Enver Paşanın iktidarını sağlamaktı.Mustafa Kemal Paşa,4 Ağustos 1921 günü Büyük Millet Meclisinde yaptığı konuşmayla başkumandan olmayı kabul ettiğini ancak başkumandanlığının faydalı olabilmesi için Meclisin ordu ile ilgili yetkilerini üç ay süreyle kendisinde toplayacak bir kanun çıkartılması gerektiğini açıkladı.Paşanın başkumandanlığını isteyenlerin bu şekilde hayalleri suya düşürülmüş oldu.5 Ağustos 1921 günü oybirliği ile çıkartılan yasa ile Mustafa Kemal Paşa,Tbmm Orduları Başkumandanlığına getirildi

Mustafa Kemal Paşa,Başkumandanlığa geçmesinin hemen ardından yayınladığı Tekalif-i Milliye Emirleri ile halkı ordunun donatılması için seferberliğe çağırdı.12 Ağustosta Polatlıda teftiş yaparken attan düştü ve kaburga kemiği kırıldı. 23 Ağustos-13 Eylül 1921 tarihlerinde yapılan Sakarya Meydan Muharebesinde Yunan Ordusunun hücum gücü tükendi. Bu zaferden sonra 19 Eylül 1921de Büyük Millet Meclisi Başkumandan Mustafa Kemal Paşaya Müşir rütbesi ve Gazi unvanı verdi.

Sakarya Zaferinden bir yıl sonra 26 Ağustos 1921 sabaha karşı saat 5.30da Afyonun güneyinden başlayan topçu ateşiyle Büyük Millet Meclisi Orduları,Yunan kuvvetlerine karşı Büyük Taarruzu başlattı. Yunan Cephesi bu taarruz ile yarıldı ve Dumlupınar Ovasına atılan düşman kuvvetleri 30 Ağustos 1922 günü Dumlupınar Meydan Muharebesi sonucunda imha edildi. Bu muharebede Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa ordunun başında bizzat savaşa katıldığı için Dumlupınar Meydan Muharebesi,Başkumandanlık Meydan Savaşı olarak da anılmaktadır. 9 Eylül 1922de izmirin kurtuluşu ve Yunan Ordusunun imha edilmesiyle Büyük Zafer kazanılmış oldu.

Barışın sağlanması Kurtuluş Savaşı, 24 Temmuz 1923 te isviçrenin Lausanne Lozan kentinde imzalanan Lozan Antlaşmasıyla sonuçlandı. Bu antlaşma ile Sevr Antlaşması yürürlükten kalkmış, Türkiye Cumhuriyeti Lozan Antlaşması temelleri üzerine kurulmuştur.

Saltanatın Kaldırılması Milli Mücadele sonrasında Türkiyede iki başlı bir yönetim ortaya çıkmıştı Tbmm 1 Kasım 1922de Osmanlı saltanatını lağvedip Vahdettini tahttan indirerek istanbul hükümetinin hukuki varlığına son verdi. 16 Ocak 1923te izmit Hünkar Kasrında istanbuldan gelen gazetecilerle mülakat yapıldığında Vakit başyazarı Ahmet Emin Bey Yalmanin Kürt meselesi hakkında sorusuna karşı Başlı başına bir Kürtlük tasavvur etmektense, bizim Teşkilat-ı Esasiye Kanunu gereğince zaten bir tür mahalli muhtariyetler teşekkül edecektir diyerek Kürtlere özel statü tanımamak için ihtiyatlı davrandı

Türkiye Cumhuriyetinin ilanı, 29 Ekim 1923 8 Nisan 1923te yayımlanan Dokuz Umde ile Gazi Mustafa Kemal yeni rejimin temelini oluşturacak olan Halk Fırkasının temellerini attı. Nisan ayında yapılan ikinci Meclis seçimlerine sadece Halk Fırkasının katılmasına izin verildi. Mebus adayları fırkanın genel başkanı sıfatıyla Gazi Mustafa Kemal tarafından belirlendi.

25 Ekim 1923 günü aynı anda hem Başbakanlık hem de içişleri Bakanlığı görevlerini yürüten Fethi Bey,içişleri Bakanlığını bıraktığını açıkladı. Aynı gün Meclis ikinci Başkanlığı görevini yapan Ali Fuat Paşada ordu müfettişliğine atandığı için görevinden ayrıldı. Bu iki boş koltuk için yapılan seçimleri Gazi Mustafa Kemale muhalif olan milletvekilleri kazandı

Meclis ikinci Başkanlığına Rauf Bey,içişleri Bakanlığına Sabit Bey seçildiler. Bu durumdan hoşnut olmayan Gazi Mustafa Kemal,26 Ekim 1923te Başbakan Fethi Beyden Erkan-ı Harbiye Umumiye Riyaseti Vekili Fevzi Paşanın dışında hükümetin istifa etmesini ve istifa edenlerin yeniden seçilirlerse görevi kabul etmemesini istedi. Böylece bir hükümet krizi yaratılmış oldu. Yeni bakanlar kurulu üyelerinin 29 Ekim günü seçileceği duyuruldu.

Bu gelişmeler üzerine Cumhuriyet ilanı ile işi kökünden çözmeye karar veren Gazi Mustafa Kemal 28 Ekim 1923 gecesi Çankayada ismet Paşa ve bazı kimseleri toplantıya çağırdı ve Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz

diyerek kararını açıkladı. Misafirlerin ayrılmasından sonra ismet Paşayı alıkoydu ve birlikte, Teşkilat-ı Esasiye Kanununda gerekli değişikliği sağlayacak önergeyi hazırladılar. 29 Ekim 1923 Pazartesi günü Halk Fırkası Meclis Grubunda, Bakanlar Kurulunun oluşturulması konusunda tartışıldı. Sorun çözülemeyince, Gazi Mustafa Kemalden düşüncelerini açıklaması istendi. Gazi Mustafa Kemal, bunalımdan çıkış yolunu Anayasanın değiştirilmesi zorunluluğu ile açıkladı. Cumhuriyetin ilanını hedefleyen tasarıyı da grubun bilgisine sundu. Tasarının parti grubunda kabulünden sonra aynı akşam saat 18.00de Tbmm Genel kurul toplantısı başladı

Anayasa Komisyonunun değişiklik ile ilgili rapor ve önergesi genel kurulun onayına sunuldu ve 29 Ekim 1923 Pazartesi akşamı saat 20.30da milletvekillerinin alkışları ve Yaşasın Cumhuriyet sadaları ile Türkiye Cumhuriyeti ilan edildi. Hemen ardından geçilen cumhurbaşkanlığı seçiminde oylamaya katılan 158 milletvekilinin tamamının oyları ile Ankara milletvekili Gazi Mustafa Kemal,Türkiye Cumhuriyetinin ilk cumhurbaşkanı seçildi.

Cumhurbaşkanlığı Dönemi, 1923-1938 Türkiye Cumhuriyetinin ilk cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk Tbmmden çıkarken 29 Ekim 19301924 Anayasası gereğince Tbmm 29 Ekim 1923teki cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra üç defa daha 1927, 1931, 1935 yıllarında Gazi Mustafa Kemali tekrar cumhurbaşkanlığına seçti. 1927de kabul edilen CHF Tüzüğü ile Gazi Mustafa Kemal partinin değişmez genel başkanı ilan edildi ve milletvekili adaylarını seçme yetkisi, kaydı, hayatı boyunca kendisine tanındı.

Gazi Mustafa Kemal sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde denetledi. Ancak 1918 yılından sonra hiçbir resmi veya özel ziyaret için yurt dışına çıkmadı.

Müzik örneği Atatürkün Onuncu Yıl Nutku Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türkiye Cumhuriyetinin 10. yılı kutlamalarında 29 Ekim 1933 tarihinde Ankara Hipodromunda verilen nutuk.

Dinlemekte problem mi yaşıyorsunuz? Medya yardımı sayfasına göz atın 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında Ankarada toplanan CHF ikinci kurultayında Kurtuluş Savaşını ve Cumhuriyetin kuruluşunu anlatan Nutuku Söylev okudu Kurtuluş Savaşının Gazinin bakış açısıyla anlatımını içeren Nutuk, Türkiye Cumhuriyetinin Milli Mücadeleye ilişkin resmi görüşünün esasını oluşturur ve Milli Mücadeleyi Mustafa Kemal Paşa ile birlikte başlatan ve yürüten askeri ve siyasi şeflere karşı Rauf, Karabekir, Refet Bele, Mersinli Cemal Paşa, Cafer Tayyar Eğilmez, Sakallı Nurettin Paşa, Celalettin Arif Bey vb. bir polemik niteliği de taşır

29 Ekim 1933te Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, Türkiye Cumhuriyetinin onuncu kuruluş yıldönümü nedeniyle yaptığı konuşmada ülkenin kuruluş temelini ve gelecek vizyonunu yalın bir dille tüm dünyaya ve Türk Milletine anlatmıştır

Atatürkün cumhurbaşkanlığı döneminde kurulan hükümetler Atatürkün cumhurbaşkanlığı döneminde 1923-1938 üç kişi başbakanlık yapmıştır. Bu isimler ismet inönü, Fethi Okyar ve Celal Bayardır. Bu dönem içersinde en fazla süre görevde kalan ve en fazla hükümet kuran isim tam yedi hükümet kurmuştur ismet inönüdür. Atatürkün cumhurbaşkanlığı süresince kurulan hükümetler şöyledir

Atatürk, ismet inönü ile birlikte
Cumhurbaşkanı Atatürk Başbakan Celal Bayar ile birlikteI. inönü hükûmeti 30.10.1923 – 06.03.1924
II. inönü hükûmeti 06.03.1924 – 22.11.1924
Fethi Okyar hükûmeti 22.11.1924 – 03.03.1925
III. inönü hükûmeti 03.03.1925 – 01.11.1927
IV. inönü hükûmeti 01.11.1927 – 27.09.1930
V. inönü hükûmeti 27.09.1930 – 04.05.1931
VI. inönü hükûmeti 04.05.1931 – 01.03.1935
VII. inönü hükûmeti 01.03.1935 – 01.11.1937
I. Celal Bayar hükûmeti 01.11.1937 – 11.11.1938

Atatürkün cumhurbaşkanlığı döneminde dış politika 1930lu yıllarda Balkan ülkelerinde yaygınlaşan revizyonist siyasi görüşlere karşı Atatürk Yurtta sulh, cihanda sulh ilkesiyle karşı çıkarak, Birinci Dünya Savaşı ertesinde Neuilly ve Lozan antlaşmalarıyla kurulan uluslararası statükoyu savundu.. 1930 yılında Yunan başbakanı Elefterios Venizelosu Türkiyeye davet ederek Milli Mücadelenin düşmanı Yunanistanla barışın temellerini attı. 1934de Venizelos tarafından Nobel Barış Ödülüne aday gösterildi Ancak Nobel Ödül Komitesi değerlendirmeye almadı.

Atatürkün cumhurbaşkanlığı dönemindeki dış politika konularını şu şekilde sıralayabiliriz ırak sınırı ve Musul sorunu Nüfus mübadelesi Türkiyenin Milletler Cemiyetine girişi 18 Temmuz 1932 Balkan Antantı 9 Şubat 1934 Montrö Boğazlar Sözleşmesi 20 Temmuz 1936 Sadabat Paktı 8 Temmuz 1937 Hatay Sorunu

Atatürkün cumhurbaşkanlığı döneminde inkılaplar ve iç politika Daha çok bilgi için Atatürk inkılapları Atatürk,CHP IV.Kurultayında,Mayıs 1935Gazi Mustafa Kemal, kendi deyişiyle Türkiyeyi muasır medeniyet seviyesine çıkarmak amacıyla bir dizi radikal dönüşüme imza attı. Söz konusu düzenlemeler başlangıçta Osmanlıca reform veya dönüşüm anlamına gelen inkılap adıyla anıldılar. 1960lı yıllarda, inkılap karşılığı olarak Öztürkçe devrim kelimesi kullanıldı. Ancak 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra, devrim, kanlı bir düzen değişikliğini Fransızca révolution ve sol dünya görüşünü çağrıştırdığı gerekçesiyle resmi kullanımda yeniden inkılap sözcüğü benimsendi..

Siyasal alanda inkılaplarHalifelik ve saltanatın birbirinden ayrılması,Osmanlı saltanatının kaldırılması ve Osmanlı Devletinin hukuki varlığının sona ermesi 1 Kasım 1922.

Cumhuriyetin ilanı 29 Ekim 1923. Halifeliğin kaldırılması ve Osmanlı hanedanı mensuplarının yurt dışına çıkarılması 3 Mart 1924. Devletin dinine ilişkin maddenin anayasadan çıkartılması ve Laiklik ilkesinin anayasaya eklenmesi 1928 Atatürk ilkelerinin tamamının anayasaya girmesi 5 Şubat 1937

Toplumsal alanda inkılaplar Gazi Mustafa Kemalin Atatürk soyadını aldıktan sonraki imzasıŞapka Kanunu 25 Kasım 1925 Tekkelerin, zaviyelerin ve türbelerin kapatılması 30 Kasım 1925 Kadınlara belediye seçimlerinde 1930 ve genel seçimlerde 1935 seçme ve seçilme hakkı tanınması

Soyadı Kanunu 21 Haziran 1934 Efendi, Bey, Paşa gibi lakap ve unvanlarin kullanımının yasaklanması 26 Kasım 1934 Uluslararası saat, takvim ve uzunluk ölçülerinin kabulü 1925-1931

Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Latin alfabesini tanıtıyor, Kayseri, 20 Eylül 1928 Hukuk alanında inkılaplar islam vakıflarının devlet idaresine alınması 1924 isviçre Medeni Kodundan çevrilerek hazırlanan Medeni Kanunun kabulü 1926 italyan Ceza Kanunundan çevrilerek hazırlanan Türk Ceza Kanununun kabulü 1927 Eğitim ve kültür alanında inkılaplar Öğretimin Birleştirilmesi Yasası Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile devlete bağlı olmayan ilköğretim kurumlarının kapatılması 3 Mart 1924 Yeni Türk harflerinin kabulü ve arap alfabesiyle her türlü yayın ve eğitimin yasaklanması 1 Kasım 1928 Türk Dil ve Tarih Kurumlarının kurulması 1932 Dil Devrimi ve Güneş Dil Teorisinin benimsenmesi 1932-1938 Darülfünunun kapatılıp istanbul Üniversitesi adıyla yeniden kurulması 31 Mayıs 1933

Çok partili demokrasi denemeleri Atatürk, bir vatandaşın derdini dinlerken Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, 1925 Daha çok bilgi için Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası Cumhuriyetin ilanından sonra, Milli Mücadeleyi başlatan beş kişilik kadronun Mustafa Kemal dışındaki dört üyesi Rauf Bey, Karabekir Paşa, Refet Paşa ve Ali Fuat Paşa muhalefete geçerek Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasını kurdular. 1925 Martında çıkan Genç Hadisesi Şeyh Sait isyanı, Doğu isyanı üzerine sıkıyönetim ilan edilerek TpCF kapatıldı. Partinin lider kadrosu tutuklanarak önde gelenleri idam edildi.

Serbest Cumhuriyet Fırkası, 1930Daha çok bilgi için Serbest Cumhuriyet Fırkası 12 Ağustos 1930da ismet Paşanın hükûmetine alternatifleri sunmak amacıyla çok partili demokratik hayata kavuşmak için Gazi Mustafa Kemal Paşanın yakın arkadaşı Fethi Bey Okyare Serbest Cumhuriyet Fırkasını kurdurarak kız kardeşi Makbule Hanım Boysan, Atadan, çocukluk ve okul arkadaşı Nuri Bey Conkerleri de üye yaptırdı. Ancak 17 Kasım 1930da rakibi istemeyen ismet Paşanın baskısı ve islamcıların aleti olma endişesinden dolayı partiyi fesh etti.

Bu demokrasi denemesinin biraz önce, ordunun siyasete müdahale etmesinin demokrasiye zarar verebileceğini düşünerek Askeri Ceza Kanunu 22 Mayıs 1930 tarih ve 1632 Sayılı Kanunnu meclisten geçirdi. Bu kanunun 148. maddesine Ordu mensubunun siyasi toplantılar ve gösterilere katılmasını siyasi partiye üyesi olmasını, siyasi maksatlarla şifahi telkinatta bulunmasını, siyasi makale yazmasını ve siyasi nutuk söylemesini yasaklanan hükmü koydurdu.

Atatürkün son günleri ve ölümü Daha çok bilgi için Atatürkün son günleri ve ölümü Atatürkün sağlık durumu 1937 yılından itibaren bozulmaya başladı. Kendisine 1938 yılı başlarında siroz teşhisi konuldu.Avrupadan doktorlar getirildi. Türk ve yabancı doktorların tedavileri sonuç vermedi.Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Atatürk,10 Kasım 1938 perşembe sabahı saat 9,05te istanbul Dolmabahçe Sarayında hayatını kaybetti. Cenazesi büyük bir törenle Ankaraya uğurlandı ve Atatürk 21 Kasım 1938 günü Ankarada yapılan büyük bir törenle Ankara Etnografya Müzesindeki geçici kabrine konuldu. Bundan onbeş yıl sonra da 10 Kasım 1953te kendisi için yaptırılan Anıtkabirdeki ebedi istirahatgahında toprağa verildi.

Özel Hayatı Mustafa Kemal Paşa ve Fikriye HanımKitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi, uçuş seyretmeyi ve yüzmeyi severdi. Zeybek oyunlarına, güreşe, Rumeli türkülerine ilgisi vardı. Tavla ve bilardo oynamaktan keyif alırdı. Sakarya adlı atına ve köpeği Foxa çok değer verirdi. Zengin bir kitaplık oluşturmuştu. Devlet adamlarının, sanatçıların, bilim adamlarının, dostların davet edildiği, ülke sorunlarının da konuşulduğu akşam yemekleri Çankaya Köşkünde sık rastlanan bir durumdu. Temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi. Doğayı çok severdi. Sık sık Atatürk Orman Çiftliğine gider, modern tarıma geçiş yolunda yürütülen çalışmalara bizzat katılırdı. ileri derecede Fransızca ve az Almanca biliyordu.

izmirde Yunanlıları bozguna uğrattıktan sonra izmire girerken Yunan komutanının Türk bayrağını çiğnemesine ithafen basması için önüne serilen Yunan bayrağını yerden alması bilinen bir olaydır.

Aşklar ve Evlilik Mustafa Kemal ve eski eşi Latife HanımMakbule Atadan ve Salih Bozoka göre, küçük Mustafa 12 yaşındayken Binbaşı Rüknettinin 8 yaşındaki kızı Müjgana aşık olmuştur. Makbule Atadana göre ikinci aşkı Hatice olmuş ve Haticenin annesi müdahale ederek ilişkisini kesmiştir. Ardından Selanik Askeri komutanı Şevki Paşanın 12 yaşındaki kızı Emine Emine Arıkye matematik dersini verirken aşık olmuştur. Bunun dışında Selanikteyken Rum asıllı tüccar Eftim Karintenin kızı Eleni Kriyasa aşık olduğu söylendiyse de kanıtlanmamıştır.

Milli Mücadele döneminde Ankara istasyon Binasında ve eski Çankaya köşkünde Fikriye Hanım ile birlikte yaşıyordu. Fikriye hanımı Almanyaya gönderdikten sonra 29 Ocak 1923te izmirin sayılı zenginlerinden Uşakizade Muammer Beyin kızı Latife Hanımla evlendi. 1924de yapılan Sonbahar Seyahati sırasında çift kavga etti ve Mustafa Kemal Paşa Erzurumdan ismet Paşaya telgraf çekerek boşanacağını bildirdi. Ancak az sonra yaverleri Salih Bey Bozok ve Kılıç Ali Beyin aracılığıyla boşanmasından vazgeçti Bu evlilik 5 Ağustos 1925 tarihine dek sürdü. 1922-1934 yılları arasında Gazi Mustafa Kemal veya sadece Gazi unvanıyla anılan Mustafa Kemale Soyadı Kanunu ile birlikte Tbmm tarafından çıkarılan 24 Kasım 1934 tarihli ve 2587 sayılı kanun ile ile kendisine Türklerin Atası anlamına gelen Atatürk ismi verilmiştir.

Çocukları Atatürk ve manevi çocuklarından Sabiha GökçenÇocuğu olmayan Atatürk, savaş yıllarından başlayarak birçok çocuğun hamiliğini üstlenmiş, birçoğunu da evlat edinmişti. Atatürkün manevi evlatları,

Abdurrahim Tuncak, Zühre, Afife, ihsan, Ömer, Afet inan ismail Hakkı Uzmayın kızı, Nebile Hanım 1 Ocak 1929da Viyana Büyükelçiliği Katibi Raşit Bey ile evlendi, Rukiye Erkin 1935te Hüsnü Erkin ile evlendi., Zehra Aylin ya da Zehra Mehmet Amasyalı Mehmetin kızı, 1936de Londradan ekspres treniyle Parise giderken Amiens civarında trenden düşerek öldü, Sığırtmaç Mustafa, Sabiha Gökçen, Ülkü Adatepe Zübeyde Hanımın evlatı Vasfiye Hanım ile Mehmet Tahsin Çukurluoğlunun kızı Üsteğmen Fethi Doğançay ile evlendidir.

1916 yılında Bitlis Rus işgalinden kurtarıldığı yıllarda 16 Kolordu Komutanı Mirliva Tuğgeneral Mustafa Kemal Paşa, savaşta bütün aile fertlerini kaybeden ve kimsesi kalmayan Abdurrahimi evlatlık edindi. Abdürrahim bakılması için istanbula annesi Zübeyde hanım ve kız kardeşi Makbulenin yanına gönderildi.

Yapıtları Tabiye Meselesinin Halli ve Emirlerin Sureti Tahririne Dair Nesayih Takımın Muharebe Talimi Almancadan çeviri – 1908 Cumalı Ordugahı – Süvari Bölük, Alay, Liva Talim ve Manevraları 1909 Tabiye ve Tatbikat Seyahati 1911 Bölüğün Muharebe Talimi Almancadan çeviri – 1912 Zabit ve Kumandan ile Hasbihal 1918 Nutuk 1927 Vatandaş için Medeni Bilgiler Manevi kızı Afet inan adıyla yayımlandı 1930 Geometri isimsiz yayımlandı 1937 Atatürkün ayrıca, 1915-1918 yılları arasında Anafartalar, Doğu Cephesi ve Karlsbaddaki hatıralarını yazdığı günlükleri de bulunmaktadır. Bunlardan Anafartalar Muharebatına Ait Tarihçe, Türk Tarih Kurumu tarafından kitap olarak yayımlanmıştır

1908-1938 yılları arasında Mustafa Kemalin imza attığı, yazdığı, söylediği kişisel notları dahil her şeyin toplandığı Atatürkün Bütün Eserleri adlı bir ansiklopedi de Kaynak Yayınları tarafından hazırlanmaktadır

Ayrıca kontrol et

Melikşah Hayatı

Melikşah Hayatı, Melikşah Kimdir?

Melikşah Hayatı Sultan Alp Arslan’ın oğlu türk Selçuklu Hükümdarı Melikşah, 1055 yılında İsfahan’da doğmuş, 1092 …