Site icon Nedir ve Nasıl

Tekirdağ Coğrafyası

Tekirdağ Coğrafyası

tekirdağ Türkiyenin Kuzeybatısında, Marmara Denizinin kuzeyinde tamamı Trakya topraklarında yer alan üç ilden biri, ayrıca Türkiyede iki denize kıyısı olan altı ilden biridir. tekirdağ, 41º 34 52″ – 40º 52 53″ – 41º 35 28″ – 40º 32 23 kuzey enlemleri ile 28º 09 14″ – 26º 42 42″ – 28º 08 34″ – 26º 54 24″ dogu boylamlari arasindadi

6.313 km² yüzölçümüne sahip ilin denizden yüksekliği 0-200 m arasındadır. ıı doğudan ıstan bulun silivri ve çatalca, kuzeyden kirklarelinin vize, lüleburgaz, babaeski ve pehlivanköy, güneyden marmara denizi ve çanakkalenin gelibolu ilçesiyle ile çevrilidir. Kuzeydoğudan karadeniz e 1,5 klik bir kıyısı vardır. Ergene havzasının güney kesimindeki en büyük kent olan tekirdağ, güney ergene yöresinden ve kuzeyden gelen yolların marmara denizine ulaştıkları yerde, geniş bir körfezin kıyısına kurulmuştur.

iı merkezi kısmen vadi yamaçlarında, kısmen yalıyarlar üzerinde birbirini izleyen üç basamak üzerine yayılır. Vilayet konağının bulunduğu ilk basamakta yükselti 12 m, çarsının bulunduğu basamakta 25 m. Ve kuzeyde tuğlacılar lisesinin bulunduğu basamakta 45 m.dir.

Jeolojik yapı tekirdağcın jeolojik yapısı oldukça gençtir. ı. Zamanda il alanı denizlerle kaplıdır. Bu arada aşınmalar nedeniyle denizlerin dibinde karasal kökenli tortular oluşmuştur. ıı. Zamanda alp kıvrımlarının etkisiyle kuzey anadolu dağları ile birlikte tekir dağları oluşmuştur. Daha önceden oluşmuş olan eski temel ve tortul tabakalar da yer yer kırılmış, kıvrılmıştır. ııı. Zamanın sonunda neojende, tekir dağî yeniden alçalmış ve düzleşmiştir

Bu dönemde ganos ve koru dağînin kuzeyinde uzanan platoda grek ve marnlar birikmiştir. il, günümüzdeki görüntüsünü ıv. Zamanda almıştır. Anadolu ve trakya yükselirken, ege marmara ve karadeniz havzaları alçalmıştır. Topraklar genel olarak kil içeren ve çimentolaşmış greklerden oluşur. Tekirdağ ve yakin çevresinde gözlenen formasyonlar hakkında kısa bilgiler oluşum yası yaslıdan gence doğru aşağıda verilmiştir. Formasyon terimi farklı jeolojik özellikleri ve arazideki görünümlerinin farklı olması nedeniyle birbirinden ayırt edilebilen kayaç guruplarını tanımlamaktadır.

Kil, ergilik, kum ve çakıl türü tortul kayaçlardan oluşur. Deprem durumu ve tektonik tekirdağ karliovadan başlayan erzincan, niksar, lâdik, gerede, bolu, sakarya, marmara denizini takiben saroz körfezine ulasan yaklaşık 1.200 km boyunda 100-15.000 m genişliğinde pek çok sayıdaki faylardan oluşan kuzey anadolu fay kaf sonu yakınında yer almaktadır

15-25 km. Tekirdağ il sınırları içerisinde depreme neden olabilecek faylar saroz – gazi köy fayı ile marmara denizinde bulunan çukurlukların kenarlarında yer alan fay parçalarıdır. Saroz-gazi köy fayı yaklaşık 50 km. Boyunda fay olup kavak, yeniköy, gölcük, yaya köy, güzel köy ve gazi köy yerleşim yerlerinden geçmektedir. Geçmişte pek çok depreme neden olan fay son olarak 09.08.1902 tarihinde 7,3 büyüklüğünde depreme neden olmuştur

Kuzey anadolu fay kaf zorunun bir bölümünü oluşturan marmara denizi içerisinde bulunan çukurlukların kenarlarında yer alan fay parçaları bağımsız ama sistemle beraber çalışırlar. Bugün çok sayıda araştırmacının görüsüne göre kaf zorunu oluşturan parçalarda şiddeti 6,6dan büyük depremlerin oluşması 250- 350 yılda bir, şiddeti 5,4-6,6 arasında kalacak depremler 150-200 yılda bir ve daha küçük şiddetli depremlerin ise 50-60 yılda bir tekrarlanabileceği varsayılmaktadır. Bayındırlık ve ıskan bakanlığının 18.04.1996 tarihli türkiye deprem bölgeleri haritası ne göre şarköy, mürefte ve barbaros 1. Derece deprem bölgesinde kaldigindan özellikle bu yerleşim yerlerinde yapılan yapılarda deprem yönetmeliğinde belirtilen hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir.

Yeryüzü şekleri balkan yarımadasının güneydoğu kesiminde yaralan trakya bölgesinde farklı morfolojik üniteler vardır. Bunların başlıcalar farklı yükseltiler gösteren dağ ve tepeler ile daha az yükseltide yaralan platolar ve farklı büyüklükteki ovalardır. Tekirdağ bölgesinde bu morfolojik ünitelerden dağlık olanları kuzeydeki iştiranca yıldız dağlık kütlesi ile güneydeki ganos ışık ve koru dağlarıdır. Bu iki dağlık arazi arasında, ergene ırmağının kolları ile yarılmış, hafif, orta ve bazen dik eğimli peneplen arazileri ile güney ve yer orta kısımlarda yaralan yüksek tepelik ve eğimli yamaç araziler bulunmaktadır

Tekirdağ ili fiziki haritası dağlar ilin en önemli yükseltisini oluşturan tekir dağları, tekirdağ kentinin 12 km güneyinde kumbag dan dan baslar, gelibolu kıstağına kadar bir sıra halinde 60 km uzanır. En yüksek yeri ganos ışık dağîdir. Yüksekliği az olmasına karsın 945 m heybetli bir dağ görünümü vermesi, marmara denizinin hemen yani basından yükselmesindendir

Ganos dağînin prof fili desimetriktir. Güney yamacı, kuzey yamacından daha diktir. Özellikle kumbag ile gazi köy arasında kalan saha kıyıya çok dik bir şekilde iner. Bu dağlık kütleyi kuzeyden ışıklar deresi, sametli deresi, çay dere ve dolapdere güneyden ise dutlimani deresi, köy deresi, uçmak dere, yatan dere, değirmendere, hasköy deresi ve büyüklere gibi boyları kısa akarsular derince yarmışlardır. Bu nedenle ganos dağlarının yamaçları parçalı olduğu halde üzeri sarp değildir. Üzerinden bakıldığı zaman plato görünümü verir. Bu dağlık alan çevresindeki alçak kısımlarda bitki örtüsünün gürlüğü ve çeşitliliği ile ayırt edilir

Yükseltinin yağış üzerine etkisi nedeniyle ganos kütlesi kısmen orman ve çalılıklarla kaplıdır. Kuzey yamaçlarında görülen gür gen, meşe, ıhlamur ağaçları, güney yamaçlarda yerini kuru orman ve maki topluluklarına bırakır. Ganos dağlarının batısında yaralan korudan güney trakyanin en önemli yükseltilerindendir. Kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanan bu kütlenin kizilpinar tepesinde yükseltisi 725 metreyi bulur. Koru dağları esmer ve yeşilimsi renkte flit fasilesindeki mümülitik grek ve marnlardan oluşmuş yerler bazalt akıntıları ile yarılmıştır. Kütlenin saroz körfezine bakan yüzü kuzey tarafına göre daha diktir. Korudan akarsular tarafından parçalanmış ganos dağînin görünümündedir

Kuzeyindeki alçak platolar bitki örtüsü bakımından fakirdir. Yer yer meşe ve çalıklara rastlanır. Ama korudaki nil yüksek kesimlerinde önemli sayılabilecek kızılçam ormanları yer alır. ilin doğu kesimi daha az yüksektir. Hafif dalgalı düzlükler üzerinde bazı sırtlar görülür. Bunlardan biri, çorlu çevresinde doğu-bati doğrultusunda uzanır. Ergene havzasını sınırlayan ve bir su bölümü çizgisi görevi gören bu sırt, doğuda ısıranca batıda tekirdağ eteklerine kavuşur

ısırancalar yıldız dağları, çerkez köyde baslar ve kuzeye gittikçe yükselir. Egrektepe 234 m, yassitepe 352 m, karatepe 484m dır dır. Bu tepelerin doğu yamaçları karatenize iner. Karatepe ve yeşil kulak tepeleri arasındaki bahçemden ayni adi taşıyan dere ile il siniri gittikçe alçalarak karatenize çok güzel kumsalı olan bir kıyısı vardır

Kunduzluk-kastron çamlikköy denilen bu yerde denize ulasan derenin doğusunda istanbul, batısında kırklareli il hududu baslar. Ovalar iç kesimlerde akarsuların geniş tabanlı vadilerini kaplayan geniş ve bereketli ovalar yer alır. Bunların en önemlileri çerkezköyken başlayarak bati yönünde, ergene yatağı boyunca giderek genişleyen ergene ovası ile ergene nehrine akan hayrabolu ve çene besiktepe derelerinin alüvyon yatakları boyunca uzanan hayrabolu ve çene ovalarıdır

Marmara kıyıları boyunca uzanan dar ve küçük kıyı ovaları, akarsuların getirmiş olduğu materyallerin kıyı boyunca birikmesi sonucu oluşmuştur. Denize ulasan derelerin yataklarında oluşan ovalar, ilin doğusundan istanbul sınırından başlayarak su şekilde sınırlanmıştır sultan köy-marmara ereğlisi arasında kinik ovası, marmara ereğlisi – yeni çiftlik arasında kumluca ovası, yeni çiftlik – karaveli arasında şerefli babalan ovası, karaveli – köseilyas arasında değirmen altı ovası, barbaros -kumbag arasında naip ovaları ile tekir dağlarının güney eteklerinde hasköyken kizilcaterziye kadar uzanan şarköy kıyı ovası. Bu ovaların gerisinde çeşitli yükseltideki taraçalar kıyı oynamaları sonucu oluşmuştur. Marmara ereğlisi, tekirdağ, mürefte, şarköy kıyılarında bu taraçalar daha belirgindir.

Vadiler hayrabolu vadisi hayrabolu deresinin oluşturduğu, hayrabolu vadisi v kesitli, iki yamacı farklı eğimli bir vadidir. Vadinin güney yamacı kuzey yamacına göre daha diktir. Vadinin tabanı kumlu ve çakıllıdır, bu yapı sipahi deresi ne kadar, ince bir şerit halinde uzanır, buradan doğuya doğru genişler. Bu genişleyen kesimde, ıtrice ve cevizlere gibi küçük ovalar oluşmuştur

Kurt dere vadisi hayrabolu deresi nil bir kolunu oluşturan kurt derenin ayni adi alan köyün yakınında açtığı v kesitli bir vadidir. Vadinin derinliği, besyalak çeşmesi den başlayarak kuzeye doğru artar. Dere vadideki alüvyonlar içinde, menderesler çizerek akmaktadır, kütlüğün ün güneyinde, vadinin bati yamaçlarında, 15-20 metre boyunda. 6-7 metre derinliğinde bir yamaç vardır, baglarsirti tepesinin hemen yanında kurt dere ye katılan ikinci bir derenin açtığı vadinin yamaçları daha diktir

Buralardaki bitki örtüsü oldukça sıktır. Çengel köprü vadisi çengel köprü adlı küçük bir dereciğin açtığı bir vadidir, bu vadinin bati yamaçları kumtaşlarının direnci nedeniyle daha az aşınmıştır, vadi tabanı iri taneli kumlu, çakıllı, alüvyonlarla kaplıdır. Çurçura vadisi hayrabolu deresi nil bir kolu olan çurçura deresi nil oluşturduğu v kesitli, iki yamacı farklı eğimli bir vadidir. Vadide ince şerit halinde kil, kum ve çakıllara rastlanır. Dere bunların içinden akar

Vadi yamaçlarında bloklar halinde kumtaşları yer alır. Vadinin doğu yamacı fazla aşındığından yatıklaşmıştır. Çorlu vadisi çorlu deresi nil açtığı bu vadi, çorlu ilçesinin kuzeyinde, kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanır, ıv. Zaman deki yükselme hareketleri sırasında vadi gençleşmiş ve gömülmüştür. Vadide yer çakıllara rastlanır, vadinin kuzeye göre güney yamaçları daha diktir. Bu dik yamaçlar boyunca kütle hareketleri görülmekte, yer birikinti konilere rastlanmaktadır. Gölcük vadisi gölcük deresi ne oyulmuş vadinin iki yamacıda eğim farklıdır. Vadinin kuzey yamaçları hafif bir eğimle ovaya iner. Güney yamaçları ise diktir. Dik yamaçlar paleozoik yaslı şistlerden oluşmuştur.

Akarsular tekirdağ, ergene havzasında yer almakla birlikte, bitki örtüsü yağış jeolojik yapının yetersizliği nedeniyle seyrek ve az akarsu ağına sahiptir. Akarsuların debi ve rejimleri düzensiz olup, yağış miktarı ve rejimiyle orantılıdır. Yazın, suları azalarak kurumakta, kisin ise yağış ve kar erimeleriyle çoğalmakta, hatta taşmaktadır. ilimiz sınırları içinde bulanan dereler ancak yağmur ve kar suları taşır

Ayrıca bunları besleyen kaynak yoktur. ıı akarsuları saroz körfezi, marmara denizi ve karatenize dökülür. Ergene teknesi içinde doğu-bati doğrultusunda akan ergene nehri ve kolları ilin en önemli akarsuyudur. Saray yakınlarındaki güneskayada doğan ergene güneybatıya akarak, muratlı yakınındaki inanlı köyüne kadar çorlu ve vize dereleri ile birleşerek, ergene nehri adini alır. Güneyden hayrabolu çene besiktepe dereleri ergene nehrine ulaşır. Ergene nehri, il sınırlarımızdan çıktıktan sonra ipsala yakınlarında meriç nehri ile birleşerek sularını saroz körfezine boşaltır

Ergene nehri ve kolları çorlu-hayrabolu deresi devamlı su tutmakta ise de havzaları dar taşıdığı su miktarı azdır. Marmara kıyı şeridinde yer alan derelerin akışları ise devamlılık göstermez. Yaz mevsiminde kururlar. Kısa boylu çiliz akarsular, sularını marmara denizine boşaltırlar. Sayman deresi, kumluca deresi, şerefli deresi, değirmendere, gazioglu deresi, doğancı deresi, ışıklar deresi, olukbasi deresi ve gölcük deresi baslicalaridir. Bahçeköy deresi ise suyunu karatenize boşaltır. Ergene ırmağı ergene ırmağı, iştiranca dağlarının doğusunda, kara tepeden doğar. Kuzeydoğu-güneybatı yönünde akarak, saray ve çorlu ilçeleri topraklarını sular. Ergene ırmağına muratlı ilçe merkezinin kuzeyinde, güneyden çorlu deresini alarak güney-kuzey doğrultusunda akmaya baslar ve kırklareli topraklarına girer

Daha sonra edirnecin ıpsalaya bağlı saricaali köyü yakınında, hancağız yöresinde meriç ırmağı ne katılır. Çorlu deresi çerkezköycün doğusunda iştiranca dağlarından doğar pasa deresi gibi birçok küçük dereyi alarak kuzeydoğu-güneybatı yönünde akar. Çorlu deresi çorlu ilçe merkezinin 5 km kuzeyinden geçtikten sonra, marmaracık ve kütüklü derelerini alır. Muratlı ilçesinin kuzeyinde ergene ırmağı”na karışır. Derenin suyu yazın iyice azalır, kisin yağışlar nedeniyle artar. Hayrabolu deresi hayrabolu deresi ergene ırmağının en önemli kollarından biridir

Kuzey-güney yönünde akan dere, hayrabolu ilçe merkezinden geçer ve kuzeyde ergene ırmağı”na karışır. ışıklar deresi bir kolu ışıklar köyü, diğer kolu ise nusratli köyü yakınlarından doğan ışıklar deresinin birinci kolu güney-kuzey, ikinci kolu kuzey-güney yönünde akar. Bu iki kol naip köy yakınlarında birleşir. ışıklar deresi birkaç kilometre sonra kumbagin kuzeyinden marmara denizi ne dökülür. Olukbasi deresi araplı tepelerinden doğarak, güneybatı yönünde akar. Burada küçük bir kolla birleşir. Dik ve derin yataklar açarak kıyı düzlüğüne ulaşır. Kıyı kesiminde hızı azalır ve eğim nedeniyle bir dirsek oluşur. Şarköy ilçe merkezini geçtikten sonra marmara denizi ne dökülür. Gölcük deresi ışıklar dağından doğan dere, gölcük koyudan geçerek batıya yönelir. Tekirdağ il topraklarından çıktıktan sonra kavak deresi adini alan dere saroz körfezi ne dökülür.

Kıyı şekleri tekirdağ güney sınırı boyunca uzanan marmara denizinde 133 km kıyısı bulunmaktadır. Ayrıca karadenizcin de 2,5 km kıyısı vardır. Marmara kıyıları, dar ve küçük kıyı ovaları bir tarafa bırakılacak olursa genellikle yüksek kıyılardır. Tekirdağ kıyılarının tek doğal limanı marmara erenlisidir. M. Ereğlisi bir yarımada konumundadır. Doğusunda marmara ereğlisi limanı 1600 m çaplı bir yârim daire biçimindedir. Ağzı poyraza açık, diğer rüzgârlara kapalıdır

Şiddetli lodos ve bati rüzgârlarından korunmak için teknelerin sığındığı bir limandır. Tekirdağ ilinin marmara ereğlisi -kumbag arasındaki kıyı kesimi genelde alçak ve plajlı bir görünümdedir. Bu kıyılardaki plajlar daha çok kum taslarının asinim ve çözünmesinden oluşan kumulların birikiminden meydana gelmiştir. Barbaros kıyıları deniz ve akarsu aşındırmasına uğramış falezli kıyılara güzel bir örnektir. Bu yalıyarlar barbaros deresinin ağzından 200 – 300 m güneyindedir. Denizden yüksekliği 10-12 m kadardır. Tortul katmanlardan oluşmuş yalıyarlarda, tabakalar belirgindir

Bu tabakalar arasındaki dayanıklı kısımlarda peri bacası oluşmuştur. Tabakalarda bulunan deniz hayvani fosilleri düzlüğün bir deniz taraçası olduğunu bize gösterir. Kumbag – gazi köy arası ise ganos dağlarının denize dik inmesi ile yüksek bir kıyıya sahiptir

Kıyı kesimleri kaba unsur olan çakıllardan oluşmuştur. Gazi köy – şarköy arasında kıyı tekrar alçalır ve yerini kumullarla kaplı plajlara bırakır. Tekirdağ ilinin, karadeniz kıyısındaki kastron çamlı koy körfezinden çilingoz koyuna kadar uzanan sahil şeridi yüksek ve dik falezli bir görünüme sahiptir. Cep seklinde kastron koyu gibi geniş ağızlı koylar yanında dar ve küçük çentik seklinde koylar da vardır

ıstirancalarin denize dik inen kiyilarinda pek az rastlanan bu alçak kiyi düzlüğü kunduzluk-kastron çamlikoy bahçeköy deresinin getirdiği alüvyonlar ve dalgaların getirdiği kumullar ile dolmuştur. Marmara denızı xııı. Yy. Da adalarında çıkan mermer dolayısıyla adına marmara denmiştir. Marmara denizinde izmitçi gazi köye bağlayan kirik hattı üzerinde üç büyük çukur vardır. Bunlardan biri izmit körfezinde 1207 m, diğer ikisi marmara ereğlisi 1355 m ve kumbagin 1070 m güneyindedir. Tekirdağ körfezi derinliği 100 mi geçmez. Self denilen sığ bir denizdir

Deniz bitkileri ve hayvanları bakımından zengindir. Körfez kumbagdan batıya çekilecek çizginin güneyinde 1000 den fazla derinleşir. Balıkçılar buraya kanal veya com demektedirler. Balık sürüleri ve asil akıntılar buradan geçer

Tekirdağ ilinin marmara kiyilarinda iki yerde kayalıklar vardır. Biri marmara ereğlisi burnunun batısında ve deniz yüzeyine çok yakindir. Bu kayalıklar aşınmadan kurtulmuş olan dirençli taslardır. Taşıtlar için tehlikelidir. Yerlerini belli etmek için üzerinde deniz feneri vardır. Bu kayalıklar yeni çiftlik köyü önüne kadar kıyıya yakin ve paralel bir şerit halinde devam eder. ikinci kayalık tekirdağ ile barbaros arasındadır. Kıyıdan 5-10 m uzaklıkta ve kıyıya paraleldir. Derinliği 0 -1 m genişliği ortalama 5 m kadardır. Kayalar ile kiyi arasında 0,3 – 0,7 m derinlikte kumsal bir deniz şeridi vardır. Kayaların temeli dirençli ve tortul tas katidir. Su düzeyini altına kadar aşınmıştır

Üzeri kabuklu deniz hayvanlarının tutunması ile yükselmiş kalınlaşmıştır. Yani yasayan deniz hayvanlarının salgıları, ölenlerin kabukları kumlarla kaynaşarak su düzeyine kadar ikinci bir tas kati meydana getirmişlerdir. Marmara denizinin yüzey sularının sıcaklığı yazın 23 -25°c, kisin 7-9°c arasındadır. 220-350 m derinlikten sonra sıcaklık değişmez 14,2°c dır dır. Karadenizken gelen üst akıntı nedeniyle yüzey sularında tuzluluk derinlere göre daha azdır. Yüzey sularında ‰ 22 olan az tuzlu suların kalınlığı 15 m kadardır

Derinlerde tuzluluk hızla artar, 150 m de ‰ 38,5 i bulur. Dipteki bu çok tuzlu sular dip akıntısıyla gelen akçenizin çok tuzlu sularıdır. iklim sıcaklık ortalamaları ve genel nemlilik indisleri göz önüne alınırsa, tekirdağ ili iklimi, ılıman yarı nemli olarak nitelenir. Kiyi kesiminden iç kesimlere girildikçe denizden uzaklığın ve yükseltinin etkisiyle sıcaklık ve yağış değerlerinde küçük farklılaşmalar görülür. Marmara denizi kıyısı boyunca, yaz mevsimi sıcak ve kurak, kıs mevsimi ise ilik ve yağışlı geçen akdeniz ikliminin özellikleri görülür. Ancak, karadeniz ikliminin etkisiyle yaz kuraklığı hafiflemiştir. Kıs mevsiminde kar yağışları olağandır

iç kesimlere girildikçe yaz mevsimi daha kurak, kıs mevsimi daha soğuk geçen yâri karasal iklim özellikleri belirginleşir. Sıcaklık 40 yıllık rasatlara göre, tekir dağda ocak ayı. Sıcaklık ortalaması 4,4°c, temmuz ayı sıcaklık ortalaması 23,3°c, yıllık sıcaklık ortalaması ise 13,8°c dır dır. Bu değerler, tekirdağ il merkezi ve istanbul il sınırlarından başlayıp sar köye kadar uzanan sahil şeridi için geçerlidir

iç kesimlere girildiğinde karasallığın ve kıs mevsiminde balkanlardan gelen soğuk hava kütleler inin etkisiyle 1-2°c, ganos dağlarında yükseltinin etkisiyle 3-4°c ye varan sıcaklık azalmaları görülür. Yıllık sıcaklık farkları kiyi bölümünden 19°c iken, iç kesimlerde 20 °c ye ulaşır. Kuzeyinde yer alan 200-300 metrelik sırtlara göre batıda daha yüksek, doğuda daha alçak tepeler arasında bulunan i1 merkezinde en yüksek uç değerler 1940 yılı temmuz ayında 37,6 °c ve 1994 yılı ağustos ayında 37,5 °c, en düşük uç değerler 1942 yılı ocak ayında -13,5 °c olarak ölçülmüştür.

Basınç ve rüzgârlar ülkemizde kıs ve yaz mevsiminde basınç sistemleri ve buna bağlı olarak ortaya çıkan rüzgâr yönlerinde görülen değişmeler ilimizi de etkiler. Kıs mevsiminde batıdan gelen gezici depresyonlar alçak basınç etkili olur. Ayrıca anadolucun iç kesimleri yüksek kiyi kesimleri alçak basınç alanı durumundadır.1970-1997 yılları arısında yapılan rasatlara göre tekir dağda ocak ayı basınç ortalaması 1019,5 milibar değeriyle türkiye geneline göre düşüktür

Bu nedenle gezici depresyonlar ve yerel hava akımlarının etkisiyle sıcak ve soğuk cepheler sik yer değiştirerek yöremizde yağışlara neden olur. Yaz mevsiminde türk iyede etkili olan tropik basınç merkezlerinin etkisiyle sıcak ve kurak dönem baslar. Ancak asar yüksek basınç alanından basra alçak basınç alanına doğru olan hava akımlarının etkisiyle zaman serin ve yağışlı günler de yaşanır. Tekir dağda temmuz ayı basınç ortalaması 1012 milibar, yıllık basınç ortalaması ise 1015,7 milibardır. Mevsimlere bağlı olarak ortaya çıkan basınç değişiklikleri rüzgâr yönlerinde değişmelere neden olur

il merkezinde hâkim rüzgâr yönü kuzeydoğu poyraz en şiddetli rüzgâr yönü ise kuzey yıldız dır dır. Kıs mevsiminde balkanlar üzerinden sokulan soğuk cephenin etkisiyle zaman kar yağışları görülür. Bu dönemde rüzgâr yıldız ve poyrazdan eser. Orta akdeniz üzerinden gelen sıcak cephe etkili olduğunda ise lodos eser. Meriç vadisinden k analize olarak iç kesimlere de ulaşabilen lodos kiyi şeridinde daha sik fakat kısa süreli eserek yağışlara neden olur. ilkbaharda hızını azaltan rüzgârlar yaz mevsiminde de yıldız ve poyrazdan esmeye devam eder. Eylül-aralık döneminde ise karayel eser. Tekir dağda esen rüzgârların % 81inin hızı 6m/sn den azdır. Hızı 6-12 m/sn olan rüzgârların oranı % 17dir. Bu oranlar, yörede esen rüzgârların bitki ve canlı hayati için olumsuz etki yaratmadığının göstergesidir.

Nem tekir dağda yıllık bağıl nem ortalaması %76dir.kış aylarında yükselen bağıl nem ortalaması, yaz aylarında azalır. Kasım, aralık ve ocak aylarında bağıl nem oranı % 80in üzerindedir. Bu aylarda sıcaklığın düşük olması nedeniyle havanın su buharı tasıma kapasitesi az, doyma noktasına ulaşması kolaydır. Kıs mevsiminde kıyıların bağıl nemi düşüktür. Bunun nedeni, iç kesimlere göre sıcaklın daha yüksek olmasıdır.

Bulutluluk tekir dağda bulutluluk değerleri en sıcak ve en soğuk aylarda değişen yağmur rejimine benzeyen düzgün bir yükselme ve alçalma gösterir. Kıs mevsiminde denizin etkisiyle tekirdağ ve çevresinde bulutluluk oranı fazladır. Ocak ayı bulutluluk miktarı ortalaması 7,4 tür. Diğer kıs ayları aralık ve şubat aylarındaki ortalama değer de hemen aynidir. Yaz mevsiminde bulutluluk oranı azdır. Temmuz ayı bulutluluk ortalaması 2,2dir.tekir dağları ile koru dağları da çoğu zaman bulutludur. Bur adak i bulutları deniz ve vadi meltemleri meydana getirir. Denizlerden ve ovalardan yükselen havanın ısısı düşer ve bağıl nemi artar. Tekir dağda yıllık bulutluluk ortalaması 5,2 dır dır.

Yağışlar meteoroloji genel müdürlüğünün rasat sonuçlarına ve türk iyede yağısın yıllık ve mevsimlik dağîlisini gösteren haritalara göre tekirdağ ilindeki yağış toplamı kıs mevsiminde 200-300 mm, ilkbaharda 100-150 mm, yaz mevsiminde 50-100 mm ve sonbaharda 150-200 mm, arasında değişmektedir. Yil1ik ortalama yağışa gelince, ilin ortalarında yer alan çanaklaşmış bölgede 400-600 mm, koru dağî, tekir dağî ve ıstrancalarda 800-1000 mm civarında yağış vardır. Yağış değerlerindeki bu değişim yerse killeri özelliğinin bir sonucudur. Tekirdağ il merkezinde uzun yıllara ait yıllık yağış ortalaması 583,3 midir?

Yağışlarda aylara ve yıllara göre sapmalar görülür. Yağış miktarı aralık ayında en fazla ört.86,2mm, ağustos ayında en azdır.ort11,8 mm. Bu bilgiler tekir dağda maksimum yağışı kış, minimum yağısı yaz mevsimine rastlayan akdeniz yağış rejiminin hâkim olduğunun göstergesidir. Yağışlı günlerin yıl içindeki dağîlisi incelenirse, en az 2,2 gün en fazla 12,6 gün, ortalama yağışlı gün şayisi ise 94 gündür. Yılın 185 günü bulutlu 86 günü ise açık geçer. Bazı yıllarda dolu yağısı da görülmektedir.1963 yılında en fazla 4 gün kaydedilen dolulu günlerin yıllık ortalaması 0,8 gündür. Karla örtülü günlere gelince, bazı yıllarda 1934-1946 hiç görülmemiştir. Buna karşılık 1954 yılında 26 gün olarak saptanmıştır. Genellikle aralık ayında başlayıp mart sonunda biten karlı günler ortalaması, aralık 1,2, ocak 2,8 şubat 2,2 ve mart 0,8 olmak üzere yıllık 7,0 gündür.

Bitki örtüsü tekirdağcın kuzeyinde saraya doğru uzanan ıstıfanca kütlesinin kuzey yamaçları daha fazla yağış alması nedeniyle kayın ormanları ile kaplıdır. Bu kesimde ormanalti örtüsünü orman gülleri rhododendron oluşturur. Güney yamaçlara ve daha güneye doğru inildikçe, yağısın azalmasına bağlı olarak, kayının yerini meşe ve gürgenin aldığı görülür. Ergene havzasına doğru inildiğinde ise yerleşim alanları yakınlarında seyrek olarak meşe, gürgen, karacalı ve karaağaç toplulukları göze çarpmaktadır. Bu küçük ağaç toplulukları, trakyanin iç kesimlerinin step alanı olmadığının bir kanıtıdır

Trakya bölgesi, tarım arazisi kazanmak amacıyla ormanların tahribi sonucu, bugünkü step arazisi görünümünü kazanmıştır. Antropojen step bu kısımda yer alan taban arazilerde ve vadilerde kavak ve söğüt türleri yaygındır. Güneydeki ganos dağlarının kuzey yamaçlarında gürgen, meşe, ıhlamur ağaçları ve sik bir ormanalti örtüsü hakimken, güney yamaçlarda yağısın azalması nedeniyle kuru ormanlar ve maki toplulukları yer almaktadır. Koru dağlarında ise meşe ve kızılçam ormanları ile maki toplulukları hâkim durumdadır

Exit mobile version