Site icon Nedir ve Nasıl

Mide Asidi

Mide Asidi

Son asır içinde bir taraftan teknoloji ile yarışırken, diğer taraftan kendi sağlığımızı riske attığımızın farkına varamadık. Sağlığımızı her kaybedişimizde, ilaçlardan medet ummamızdan dolayı, her yıl bilinçsizce belli, belirsiz kimi ilaçlara dadandık. Her yıl milyarlarca lirayı sağlık yatırımları olarak heba ettik. Oysa vücut mekanizmamız o derece dengeliydi ki, onun kıymetini bilip, çok basit kurallara dikkat edilseydi kesinlikle böyle olmayacaktı. Nitekim, bilim bu derece gelişmemişken, insanlar bu kurallara uymuş, faydalarını da görmüştü. Biz burada, adabı muaşeret kuralları olarak günümüze gelen, temeli bilimsel esaslara dayanan yemek-içmek adabını ilgilendiren bazı kurallardan ve midenin asit üretme mekanizması ile sindirim mekanizmasından bir nebze bahsetmeye çalışacağız

Sindirim ağızda başlamaktadır. Temel olarak tükrük salgılanması sinirsel kontrol altında olduğundan, sindirim olayını kontrol eden temel mekanizma sinir sistemidir. Mide, gıda ağıza alındığı, görüldüğü, hatta akla getirildiği anda sinirler aracılığıyla uyarılmakta ve bunu asit, mukus ve pepsin salgılanması takip etmektedir.

Ağız içimiz sürekli ıslak tutulduğundan, hem besin artıklarında üreyen bakterilere karşı dişlerimiz korunmakta, hem de lokmaların çiğnenmesi ve midenin vazifesi kolaylaşmaktadır. Tükürük, ilk etapta ağızdaki ıslanmış yiyeceklerin dil tarafından tutulmasına ve lokmaların kolayca yemek borusuna itilmesine yardım etmektedir.

Yutulan lokmalar, kas ve zarlardan yapılmış 25-30 cm uzunluğundaki bir boru olan yemek borusundan, birbiriyle uyum içinde çalışan iki kas yardımıyla mideye doğru itilir. Yemek borusunun altında bulunan kas ( Ösefagus sfinkteri ), burayı kasma vazifesi üstlenir ve burayı sürekli kapalı tutar. Mide asidinin yemek borusuna geçişini kontrol etme görevini bu kas üstlenmektedir. Kazara, mide öz suyu yemek borusuna kaçtığı takdirde, yemek borusu duvarı bu asitten dolayı uyarılmakta ve tahriş olmaktadır. Bu noktada yapacağımız ilk tavsiye bu kasın uyarılmasını önlemek için gevşek, rahat olan ve vücudunuzu sımsıkı sarmayan elbiseler giymeniz ve dar olmayan kemerler takmanız olacaktır. Aksi halde, mide sıkışabileceğinden dolayı mide asitleri yemek borusuna geri gidebilir.

Sindirim sisteminde özellikle proteinleri parçalayan enzimler inaktif olarak salgılandıklarından dolayı, salgılandıkları ve sentezlendikleri organlara zarar vermez. Enzim, sindirim yapıldığı organda aktif hale geçer. Örneğin pepsin enzimi, pepsinojen formunda salgılanmaktadır. Mide duvarında bulunan milyonlarca parietal hücrenin H+ ve Cl- formunda salgıladıkları hidroklorik asit, pepsin enziminin fonksiyon yapabilmesi için gerekli asit ortamı oluşturur. Çünkü mide esas hücreleri tarafından salgılanan ve proteinleri parçalayacak olan pepsin sadece düşük pH’da etkili olmaktadır

HCl bir tarafta etteki bağ dokuyu parçalar, diğer taraftan mideyi mikroorganizma saldırılarına karşı tetikte tutar. Asitli içeceklerin, et içeren diyetlerde hazmı kolaylaştırması bundan dolayıdır.

Bu noktada dikkat edilmesi gereken en temel kurallardan birincisi büyük lokmalardan kaçınılması ve ağza alınan lokmaların iyice çiğnenmemesi olacaktır. Çünkü büyük ve iyice çiğnenmemiş lokmalar midenin asit ihtiyacını artıracağından dolayı, daha fazla asit salgılamasına neden olacaktır. Diğer taraftan yemeğin hızlı yenmesi de asit üretimini artıracaktır. Bundan dolayıdır ki özellikle asitlerden rahatsızlık duyan bireylerin yemek için düzenli bir vakit ayırmaları şarttır. Kafeinli içecekler midenin daha fazla asit üretmesine neden olan bir başka etkendir. Yemeklerin aşırı sıcak yenmesi, alkol ve sigara gibi etkenler ise mide iç yüzeyini tahriş edeceğinden, asit üretim mekanizmasında hasara yol açacaktır. Bunun yanında alkol HCl üretim mekanizmasını teşvik etmektedir. Yemekten hemen sonra yatmamak ve yatağa girmeden önce fazla yemek yememek de dikkat edilmesi gereken önemli hususlardır.

Bu arada başlangıçta belirttiğimiz gibi sindirim sistemi sinir sisteminin kontrolünde olduğundan ve stres sindirim sisteminin aşırı derecede harekete geçmesine yol açacağından, mümkün mertebe stresten uzak durulması gerekmektedir.

Bugün en fazla müracaat edilen doktorların başında sindirim sistemi uzmanları reçeteli, reçetesiz kullanılan en fazla ilaçların başında ise mide ilaçları, özellikle antiasitler, yani asit gidericiler yer aldığını hatırlatmamız gerekmektedir. Bunların fazla kullanımının sorun doğurabileceği, özellikle kalp, böbrek ve kemik hastalıkları olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açabileceği, yukarıda bahsettiğimiz çok basit birkaç kurala uyulduğu takdirde bu ilaçların kullanımına hiç gerek kalmayacağı unutulmamalıdır

Exit mobile version