Site icon Nedir ve Nasıl

Koca Mustafa Paşa Hayatı? Koca Mustafa Paşa Kimdir?

Koca Mustafa Paşa Hayatı

Koca Mustafa Paşa Hayatı? Osmanlı devlet adamlarından. Babasının adı Abdüssamed’dir. Fatih Sultan Mehmed Han (1451-1481) devrinde saraya alınarak, Enderun’da eğitim ve öğretim gördü. 1481’de Hazinedarbaşı, 1482’de Kapıcılar Kethüdası olup, 1489-1492 tarihleri arasında Kapıcı başılık yaptı. 1490’da Roma’ya gönderilip,Sultan ikinci Bayezid Han (1481-1512) tarafından kardeşi Cem Sultan’a gönderilen name ve hediyeleri götürdü. 1495’te Avlonya, 1497’de Gelibolu Sancakbeyi oldu. 1498’de Rumeli Beylerbeyliğine tayin olundu.

Koca Mustafa Paşa Hayatı

Koca Mustafa Paşa, Rumeli Beylerbeyi olarak, Sultan ikinci Bayezid Han devrinde, Osmanlı-Venedik Harbinde, 1499 inebahtı Seferinde, burasının karadan kuşatılmasına memur edildi. Ağustos 1499’da inebahtı Kalesinin anahtarlarını teslim aldı. 1501’de vezir oldu. ikinci vezirken, 1511’de Vezir-i azam tayin edildi. Sultan ikinci Bayezid Handan sonra Yavuz Sultan Selim Han da onu Vezir-i azamlıkta bıraktı. Fakat Yavuz Sultan Selim Hanın saltanatının ilk yıllarında olan Şehzadeler Meselesi hadiselerine adı karışınca, 1512 yılında Bursa’da öldürüldü. Koca Mustafa Paşanın kabri Pınarbaşı’nda Bursa Mevlevihanesi karşısındadır. istanbul’da “Koca Mustafa Paşa” semtinde kendi adıyla anılan cami, imaret, medrese, mektep ve tekkeden meydana gelen bir külliye, Eyüp’te cami, Rumeli’nde Yenice-i Karasu’da imaret, Nevrekop’da cami ve mektep yaptırmıştır.

Mustafa Paşa’nın Rumeli beylerbeyiliği Mora seferine rastlar. 1 Zilkade 904’te (10 Haziran 1499) Rumeli askeriyle önden hareket eden Mustafa Paşa, İnebahtı Kalesi’nin teslimini talep etmekle görevlendirildi. Talep reddedilince İnebahtı’yı kuşatma altına aldı. Kale 21 Muharrem 905’te (28 Ağustos 1499) ele geçirildi. İnebahtı Kalesi’nin korunması ve etrafının tahkimiyle uğraşan Mustafa Paşa burada bulunan topları karadan kızaklarla çektirerek Modon’a naklettirdi. Ardından Modon kuşatmasına katıldı (5 Temmuz 1500).

Mora seferinden sonra 1501’de Vezîriâzam Mesih Paşa’nın vefatı üzerine meydana gelen vezâret değişiklikleri sırasında 13 Receb 907’de (22 Ocak 1502) vezir oldu. Bir yıl sonra da ikinci vezirliğe getirildi. Bu görevi sırasında zaman zaman divanda riyâsette bulundu. Onun 1504 ve 1505 yıllarında vezîriâzam olduğu hususunda kaynaklarda açık bilgi yoktur. Ancak Beyazıt (II) Camii’nin açılış töreni vesilesiyle borçları affedilen kimselerle ilgili divandan çıkan kararı ihtiva eden Cemâziyelevvel 911 (Ekim 1505) tarihli belgede adının diğer vezirler arasında ilk sırada zikredilmiş olması bu tarihlerde sadâret mührünü taşımakta olduğunu düşündürmektedir (Gökbilgin, s. 93, 95). Venedik kaynakları 1506’da Mustafa Paşa’nın vezîriâzam bulunduğunu, tamahkârlığı ile öne çıkan paşanın Şiî akaidini benimsediğini belirtir. Hatta aşırı mal hırsı sebebiyle hakkında şikâyetleri dile getiren yazıların padişaha iletildiği de bu kaynaklarda yer alır (Reindl, s. 314-315).

Belki de hakkında bu tür şikâyetlerin artması üzerine 1506 sonbaharında görevden alındı ve vezîriâzamlık Atik (Hadım) Ali Paşa’ya verildi. Fakat Mustafa Paşa ikinci vezir olarak divandaki yerini korudu. Bu durum onun II. Bayezid nezdindeki nüfuzunu ve vazgeçilmezliğini gösterir. Mustafa Paşa II. Bayezid’in yanından hiç ayrılmamış, onun en mahrem sırlarına âşina bir devlet adamı olarak o sıralarda tırmanma eğilimi gösteren saltanat mücadelelerinde önemli roller üstlenmiştir. Şâban 912’den (Aralık 1506) itibaren belgelerde adı ikinci sırada yer alan Mustafa Paşa, II. Bayezid’in oğulları arasındaki taht mücadelesinde muhtemelen padişahın da bilgisi dahilinde Şehzade Ahmed’i destekler göründü.

Nitekim 1511 Eylülünde II. Bayezid’in arzusu uyarınca Şehzade Ahmed’in veliaht yapılması hususunda divanda vezirlerle mutabakata vardı. Fakat bu durum Şehzade Selim taraftarı yeniçerilerin tepkisine yol açtı ve yeniçeriler ayaklanarak (27 Cemâziyelâhir 917 / 21 Eylül 1511) Şehzade Ahmed taraftarlarının evlerini bastılar. Bu arada Mustafa Paşa’nın da evi yağmalandı, kendisi kaçtıysa da hanımı ve haremi âsilerin eline geçti (TSMA, nr. E. 3197).

Yeniçeriler, Mustafa Paşa başta olmak üzere Kazasker Müeyyedzâde Abdurrahman Efendi, Rumeli Beylerbeyi Hasan Paşa, Nişancı Tâcîzâde Câfer Çelebi gibi kimselerin İstanbul’dan uzaklaştırılmasını istediler. Ancak II. Bayezid Mustafa Paşa’yı azletmedi ve yanında tuttu. 16 Şevval 917’de de (6 Ocak 1512) onu yeniden vezîriâzamlık makamına getirdi (TSMA, nr. E. 6186). Bu hadiseler sırasında Mustafa Paşa’nın Şehzade Ahmed’den yüz çevirip Selim’i desteklemeye başlamış olması kuvvetle muhtemeldir. Nitekim diğer paşaların desteğini sağlayarak II. Bayezid’i tahtı Selim’e terketmesi için ikna etmeyi başardı. Böylece dolaylı da olsa bir bakıma Selim’in padişah olmasını sağlamış oldu. Belki bu sebeple makamını yeni padişah döneminde bir süre için de olsa korudu.

Ancak Selim’in ekibinin eski kadroların tasfiyesine yönelik faaliyetleri, daha önce Şehzade Ahmed taraftarı olarak adı çıkmış olan Mustafa Paşa’yı zor durumda bıraktı. Anadolu’da taht için mücadele eden Şehzade Ahmed taraftarı olduğu, onunla gizlice irtibat kurduğu yolundaki dedikodular ve ithamlar sonunu hazırladı. Padişahın sürekli olarak şüphesini çektiği anlaşılan Mustafa Paşa, Ahmed’e karşı harekete geçip Ankara’ya kadar ilerleyen ve ardından Bursa’ya dönen padişah tarafından burada ansızın idam edildi (14 Ramazan 918 / 23 Kasım 1512).

Bursa’da Pınarbaşıkapısı denen yere gömüldü. 120.000 duka altın tutan mallarına el konulduysa da vakıflarına dokunulmadı. Bazı Osmanlı kaynaklarında Mustafa Paşa’nın padişahı İstanbul’dan uzaklaştırmak istediği ve Ahmed üzerine yürümesini sağladığı, sonra el altından şehzadeye haber gönderdiği, hatta onun Amasya’yı almasına yol açtığı, amacının İstanbul’u karışıklıklar içerisine düşürüp Selim’i zor durumda bırakmak olduğu, bunun anlaşılması üzerine de idam edildiği belirtilir. Başka kaynaklarda ise onun bu gibi yalan isnatlarla suçsuz yere öldürülmüş olduğundan bahsedilir (Âşıkpaşazâde, s. 243).

Venedik kaynaklarında aşırı derecede tamahkâr, habis ve kaypak bir şahıs olarak tanıtılan Mustafa Paşa’nın diğer bazı kaynaklarda bunun aksine değerli bir devlet adamı olduğundan söz edilir. Dönemin pek karışık şartlarında II. Bayezid’in daima yanında bulunmuş ve sadakatle bağlandığı padişahın bir süre daha tahtta kalmasında önemli rol oynamıştır. Mevkiini Yavuz Sultan Selim’in ilk saltanat yılında da korumuş olması onun idarecilik vasfını ortaya koyar. Pek çok hayratı olan Mustafa Paşa İstanbul’da Andreas Kilisesi’ni camiye çevirtmiş ve burada medrese, imaret ve mektepten oluşan bir külliye meydana getirmiş, daha sonra bu külliyenin bulunduğu semt onun adıyla anılmıştır. Kanûnî Sultan Süleyman dönemine ait bir defterde bu semt Nâhiye-i Câmi-i Mustafa Paşa adıyla zikredilir. Ayrıca Eyüp’te bir cami, Rumeli’de Yenicekarasu’da imaret, Nevrekop’ta cami ve mektep yaptırmış, bütün bunlara zengin vakıflar tahsis etmiştir. Kızı Hundi Hatun’un adına vakfiyesinde rastlanır. Kaynak: Koca Mustafa Paşa Hayatı

Exit mobile version